Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni uygulamayı taahhüt eden bankalar arasında Türkiye’den Garanti BBVA, ING, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), Şekerbank, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Yapı Kredi yer aldı.
Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni imzalayan Türk finans sektörünün önde gelen 6 bankasının temsilcisi, bu doğrultuda bankacılığın tüm iş süreçlerinde gerçekleştireceği dönüşümlerin, topluma ve sürdürülebilir bir geleceğe nasıl katkıda bulunacağını aktarmak üzere ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni oluşturan 30 kurucu banka arasında yer aldıklarını belirterek, “Bundan yaklaşık 2 yıl önce, Birleşmiş Milletler Çevre Programının Finans İnisiyatifi, bu konuda bankalara ortak bir yol haritası oluşturmak için düğmeye bastı.Tüm dünyadan 30 tane Bankayı Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni yazmaya davet etti.” diye konuştu.
Edin, Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin, Türkiye’den Garanti BBVA’nın da aralarında yer aldığı bu bankaların ortak çalışması sonucunda belirlendiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaklaşık 2 yıldır, 500’ün üzerinde paydaşa danışarak bu 6 prensibi nasıl hayata geçireceğimizi çalıştık. 22 Eylül’de de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bu prensipleri imzaya açtık. Daha ilk imzaya açtığımız tarihte, tam 130 banka imza attı. Bu bankalar aktif büyüklük olarak küresel çapta tüm sektörün üçte birini temsil ediyor. Türkiye’den de bu masada oturan 6 banka bu prensiplere uyacağını taahhüt etti.”
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Edin, normalde bir takım riskleri ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak kredi verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Daha önce verdiklerimizin hiçbirinde iklim etkilerinin o kredilerin geri ödeme kapasitelerindeki etkisini göz önünde bulundurmadık. Proje finansmanında bazılarında yapmışızdır ama bütün portföyü o kapsamda gözden geçireceğiz. Öncelikle verdiğimiz kredileri tekrar geri alabilmemiz için bu iklim değişiklikleri söz konusu olursa alabilme kapasitesine sahip miyiz değil miyiz onu analiz edeceğiz.
Böylelikle risk profilinde değişiklik var mı, yok mu onu belirleyeceğiz. Arkasından da iklim değişikliğinde etki yaratacak bazı sektörleri önceliklendireceğiz. Örneğin; yeşil enerjide, yenilenebilir enerjide bazı sektörlere daha fazla kredi vermeyi tercih edeceğiz ki buna yönelik daha evvelden aldığımız aksiyonlar da var. Bazılarına da vermemeye başlayacağız. Bunların hepsini her banka kendi özelinde analiz edecek ve her ülke kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirleyecek.”
“Sürdürülebilir bir dünyaya geçişe destek vereceğiz”
ING Genel Müdür Yardımcısı Öcal Ağar da ING Grubu olarak, BM Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin oluşturulmasına katkı sunmuş 30 kurucu bankadan birisi olmaktan gurur duyduklarını belirterek, “10 yılı aşkın süredir sürdürülebilirliği önceliklendirdiğimiz yolculuğumuzda, 2003 yılından bu yana 10 milyon doları ve üzeri bütün projelerin finansmanında uygulanması öngörülen Ekvator Prensipleri’ni gönüllü olarak kabul ediyoruz.” dedi.
Ayrıca ING Grubu olarak yaptıkları çalışmaları geçen yıl açıkladıkları Terra yaklaşımı ile çerçevelendirdiklerini vurgulayan Ağar, şunları kaydetti:
“Her bir sektöre iklime uyum yolunda bir yol haritası çıkararak bu sektörlerin iklim karnesini oluşturduğumuz bu girişimin ilk raporunu geçtiğimiz günlerde açıkladık. ING Türkiye olarak da; bu çerçevede, proje finansmanında sosyal sorumluluk ve çevre risklerini gözetiyor ve ilgili prensipler paralelinde hareket ediyoruz. Finans sektörü, sürdürülebilirlik yolunda fark yaratabilecek hamlelerde bulunacak kaynaklara sahip. İklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olabilmek için diğer bankalarla birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu iş birliği sayesinde sürdürülebilir bir dünyaya geçişe destek vereceğiz.”
“Sürdürülebilir kalkınmanın finansmanında öncü rol üstleniyoruz”
Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Aybala Şimşek ise küresel finans sektörünün üçte birinin imza attığı bu prensiplerin dünya ekonomisini dönüştürme gücüne sahip olduğunun altını çizdi.
Şimşek, UNEP FI Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin, katılan tüm bankalara global bir çerçeve verdiğini ancak her bankanın kendi stratejisi bağlamında bu prensipleri uygulamasının beklendiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kuruluşundan bu yana 66 yıldır sürdürülebilir kalkınmanın finansmanında sektöründe öncü role sahip olmuş, bu alanda birçok ilke imza atmış bir banka olarak, biz sorumlu bankacılığı, bankamızın kurucuları olan Anadolu çiftçisinden aldığımız bir miras olarak görüyoruz. Kredilerimizin tabana yaygın yapısı ve kırsal bölgelerde yaygın şube ağımız sayesinde ulaştığımız yüzbinlerce hanenin refahını artırmak, kırsal kalkınmayı ve üretimi desteklemek için çalışıyoruz.”
Şimşek, Türkiye’nin ilk enerji verimliliği finansmanı ürünü olan EKOkredi ile enerji verimliliği alanında bugüne dek 1 milyar TL’yi aşkın finansman desteği sağlayarak bu sayede toplamda 109 bine yakın kişiyi enerji tasarrufu ile tanıştırıp 6,4 milyon ton CO2 salımını engellediklerini, 30 milyar kw saat enerji tasarrufu sağladıklarını aktararak, sürdürülebilir kalkınmanın sektörün alternatif kaynak edinimi açısından önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.
EKOkredi ile elde ettikleri başarı sayesinde bugün bilançolarındaki yabancı kaynağın yüzde 45’ini enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarına finansman sağlamak üzere edindiklerini kaydeden Şimşek, iklim değişikliği ile mücadele başlığı kadar önemli olan ekosistemin yok olmasının önlenmesi konusunda da küresel finans sektörünün üzerine önemli görevler düştüğünü anlattı.
Bu kapsamda tarımsal üretimin artırılması ve tarımın özendirilmesi için önemli bir misyon üstlendiklerini dile getiren Şimşek, şu bilgileri verdi:
“Artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma konusunda en öne çıkan başlıklardan biridir. Kuruluş amacı sürdürülebilir tarımın finansmanı olan bir banka olarak kırsal kalkınmanın desteklenmesi, tarımsal üretimin artırılması konusunda Türkiye’nin belirlediği hedeflere ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz.
Bu bağlamda, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olarak ve ana hedefi kırsaldan kente göçü önlemek olan Aile Çiftçiliği Bankacılığı ile dört yılı aşkın sürede 109 bin çiftçi ailesine 8 milyar TL finansman sağladık. Bugün toplam kredi portföyünün yüzde 58’ini KOBİ’lere ayıran ve Türkiye genelinde 350 bini aşkın çiftçiye dokunan bir banka olarak finansmana erişimin ve refahın yaygınlaştırılması için Türkiye’de ilk ve tek olan kredilendirme süreçlerimizi geliştirmeye, daha çok insana, topluma ve çevreye değer katmaya devam edeceğiz.”
“Temel yaklaşımımız sürdürülebilir kalkınma”
TKYB Genel Müdür Yardımcısı Satı Balcı, Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin finans sektöründe sürdürülebilir bir gelecek için önemine değinerek, “Kalkınma Yatırım Bankası olarak temel yaklaşımımız sürdürülebilir kalkınmadır ve bankamız bu anlayışa hizmet eden projelere finansman sağlamaktadır.” şeklinde konuştu.
Balcı, Sorumlu Bankacılık Prensiplerine attıkları imzayla bugüne kadar sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir gelecek için yürüttükleri faaliyetleri teyit ettiklerini kaydederek, bu faaliyetlere ivme kazandırması adına önemli bir sorumluluk aldıklarını söyledi.
Sürdürülebilirlik yaklaşımının, içerdiği başlıklar ve bu bilincin şekillendireceği gelecek anlayışının derinliğine dikkati çeken Balcı, iklim değişikliğinin etkileri hissedildikçe sürdürülebilir yaklaşımların önem kazandığını, hayata yeni kavramlar girmeye başladığını ve ilerleyen yıllarda daha da yenilerinin gireceğini anlattı.
Balcı, bugün atılan bu imzaların finans sektöründeki sürdürülebilirlik çalışmalarını derinleştireceğine ve yeni kavramlar oluşmasında önemli rol oynayacağına inandığını sözlerine ekledi.
“Portföyümüzün dörtte üçü sürdürülebilirlik temalı yatırımlardan oluşuyor”
TSKB Genel Müdür Yardımcısı Ece Börü de 70 yıldır sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma misyonuyla çalışan bir banka olarak geleceği koruyarak üreten yatırımlara finansman sağladıklarını belirterek, tutardan bağımsız olarak tüm projelerin çevresel ve sosyal riskini ölçümlediklerini söyledi.
Börü, bugün gelinen noktada toplam kredi portföylerinin yaklaşık yüzde 73’ünün yenilebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, çevre yatırımları, kadın istihdamı, kalkınmada öncelikli bölgelerin desteklenmesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi çevre ve sosyal temalı yatırımlardan oluştuğunu aktararak, şu bilgileri verdi:
“Global kalkınma finansmanı kurumlarından sağladığımız fonların yanı sıra Türkiye’de öncüsü olduğumuz sürdürülebilir tahvillerle de bu tür yatırımlara ilave kaynak yaratıyoruz. TSKB olarak tüm bu faaliyetlerimiz ile 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nden 14’üne doğrudan katkı sağladığımızı memnuniyetle belirtmek isterim.
Finanse ettiğimiz yatırımlarla ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçişini desteklerken kurum içindeki sürdürülebilirlik uygulamalarımızla da fark yaratıyor, karbon-nötr bankacılıkta 10. yılımızı geride bırakıyoruz. Diğer yandan, iklim değişikliğini önleyici ve doğal kaynakları koruyucu etkisi olan bir finansman anlayışının yerleşmesi için bankaların ortak hareket etmesini çok önemli buluyoruz.”
2009 yılında üye oldukları UNEP FI tarafından hayata geçirilen Sorumlu Bankacılık Prensipleri’nin bu anlamda çok doğru bir örnek oluşturduğunu belirten Börü, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen bankalarıyla böyle bir güç birliğine kurucu imzacı olarak katılım sağlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
“Özellikle gelecek kuşakların ihtiyaçlarına yanıt vermek istiyoruz”
Yapı Kredi Grup Direktörü Mehmet Erkan Akbulut ise 75. yaşlarını kutladıkları bu yıl UNEP FI Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni kurucu imzacı olarak taahhüt etmenin kendileri için özel bir anlam taşıdığını anlattı.
2014 yılından itibaren Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nin ve 2017 yılından itibaren Global Compact Türkiye Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’nin imzacıları arasında yer aldıklarına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Diğer yandan çevresel ve sosyal performansımızı 2011 yılından beri sürdürülebilirlik raporlarımızda şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşıyoruz. Dolayısıyla Sorumlu Bankacılık Prensipleri, Yapı Kredi olarak sürdürülebilirlik yolculuğumuzda bir başlangıcı değil tamamlayıcı bir çerçeveyi oluşturuyor. Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ni imzalayan kurucu bankalar olarak bizler toplumun, paydaşlarımızın, yatırımcılarımızın, müşterilerimizin ve özellikle de gelecek kuşakların ihtiyaçlarına yanıt vermek istiyoruz. Bu bağlamda, prensiplerin tüm paydaşlarımıza ve gelecek kuşaklara sürdürülebilir değer yaratma anlamında bankamıza, sektörümüze rehberlik edeceğine inanıyorum.”
Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık İlkeleri
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) tarafından hayata geçirilen, dünya çapında toplam aktif büyüklükleri 47 trilyon doları aşan 130 bankanın kurucu imzacı olduğu Sorumlu Bankacılık Prensipleri (Principles for Responsible Banking), 22 Eylül’de New York’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında tanıtıldı.
Sürdürülebilir kalkınma ve daha iyi bir gelecek için tüm dünyada küresel finansın üçte ikisini oluşturan bankacılık için yol haritası belirleyen prensipler, aynı zamanda geleceğin sürdürülebilir bankacılık sisteminin temel çerçevesini oluşturuyor.
Bir anlamda bankacılık sektörünün 21’inci yüzyıl toplumu ve ekonomisindeki yerini tanımlayan ve şekillendiren Sorumlu Bankacılık Prensipleri, toplumların sürdürülebilir, eşit ve refah dolu bir gelecek hedefine ulaşmasında bankacılık sektörünün etkisini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor.
Audi’nin Gelecek 5 Yıl Fedefi
İklim Değişikliği ve Yatırımlar
Çevre Sorunları
Geri Dönüşüm
Küresel Isınma